Büyük kentlerde yaşayanların en büyük sorunu stresli bir
ortamda yaşamaya çalışmaktır. Bende İstanbul gibi büyük bir kentte yaşadığım
için çok iyi bilirim. Trafik stresi ayrı, iş stresi ayrı, toplu taşıma
kullanırsınız vatandaşlar patlamaya hazır bir bomba gibidir. Bu kadar yüklenen
stresi bir yerde boşaltmamız gerekiyor o zaman kendimizi ya geriye kalan yeşil
alanlara ya deniz kenarına veriyoruz ve nefes almaya çalışıyoruz. Bende yoğun
bir iş temposundan sonra baharın gelişi ile motor sezonunun resmen açılmış
olması ile birlikte kendime İstanbul’a yakın ancak günübirlik gidip
gelinebilecek bir rota çizmek istedim. Yakın arkadaşlarımdan Osman’ı arayarak hadi
bu Cuma günü işi kıralım ve kendimize terapi yapalım dedim o da dünden razı
olarak varım dedi ve kendimizi bir anda yolda bulduk. Rotamız neresi mi ?
Aslında herkesin belki de yazın tatile giderken ya da Bursa Uludağ’a gitmek
için geçtiği yolu kullanırken üzerinden geçtiği bir Bursa’nın bir ilçesi olan
İznik kentini görmek, hem karnımızı doyurmak hem yolda olmak için
kontaklarımızı çevirdik.
İznik İstanbul’a kilometre olarak uzak gibi görünsede İDO’ya
ya da BUDO’ya ait feribotları kullanarak yapacağınız seyahat ile oldukça yakın
bir yer. Hem doğası hem muhteşem İznik gölü kenarında keyifle yudumlayacağınız
çayınız ve kahveniz için günübirlik gidip görüp akşama dönülebilecek yerler
arasında benim her zaman favorim olmuştur. Peki nasıl gidilir bu İznik’e kısaca
anlatalım.
İstanbul’dan gitmek için en mantıklı yol hem yorulmamak hem
de zaman kazanmak için feribot kullanmaktır. İstanbul Avrupa Yakasından – Bayramoğlu
arası yaklaşık 50-55km olup otobandan seri bir şekilde gidebilirsiniz. Darıca
istikametinde devam ettiğiniz de Eskihisar arabalı feribotları ile kendinizi
25-30 dakika içerisinde karşı kıyıda buluyorsunuz. Benim gibi motosiklet
kullanıyorsanız gidiş-dönüş bilet alabiliyorsunuz. Bunun ücreti 20 TL olup,
dönüş için gişeden size kart veriyorlar bu kartı kaybetmemeniz gerekir. Deniz
havasını alarak ilerlediğiniz feribot yolculuğu sonrası Topçular feribot
iskelesine yanaşıyorsunuz. Eskihisar-Topçular feribotları bayramlarda uzun
kuyrukların beklendiği feribot olup haftaiçi olması sebebiyle çok rahatlıkla
feribota sıra beklemeden binebiliyorsunuz.
Feribottan görünüş |
Topçular feribotundan indikten sonra yine 55-60 km’lik bir
yol bizi bekliyor. Bu yolda çok sorunsuz ve sakin geçildikten sonra İznik’e
varıyoruz. İznik’e daha önce gelenler bilirler buranın en meşhur köftecisi “Köfteci
Yusuf” da köftenizi yemeden (dilerseniz sucuk ve et çeşitlerini) dönülmez,
yemek üstüne birde kaymaklı ekmek kadayıfı var ki akıllara zarar J
Meşhur Köfte |
Kaymaklı Ekmek Kadayıfı |
Köftemizi yedik karnımızı
doyurduk biraz İznik içini gezelim dediğiniz de Ayasofya Müzesi ve Camii, Yeşil
Camii ve iznik çinilerinin meşhur olduğu ve hediye olarak eşinize, dostunuza
götürebileceğiniz harika işlemelerin olduğu İznik Çini Çarşısı’nı ziyaret
edebilirsiniz. İznik içinde araçla dolaşırken İznik eski şehrin Sur Kapılarının
kalıntılarını görebilirsiniz. Nüfusu 42bin civarında olan bu küçük ilçenin
İznik gölünü de görmenizi tavsiye ederim.
Marmara Bölgesinin en büyük gölü olan
İznik gölü kenarında yer alan çay bahçelerinde günün yorgunluğu ve stresinden
uzak kalıp kendinizi dinleyebilirsiniz. Sizlere özel bir tavsiye olarakta
Çamoluk Köyü’nü görmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle İznik içini dolaştıktan
sonra Çiçekli köyüne doğru devam edip Çamoluk köyüne doğru yol virajlı bir
şekilde tepeye doğru tırmanmanızı sağlıyor, buradan aşağı inişte ki manzaraya
ve doğanın o güzel sessizliği içinde kuşların cıvıltıları beni benden aldı.
İznik gölünde yapacağınız bir dinlenme molasından sonra yola çıkıp evinize
aslında günübirlik yaptığınız seyahat sonrası ne kadar dinlenmiş ve değişiklik
yaşadığınızı hissederek döneceğinize eminim.
İznik Yeşil Camii |
Çamoluk Köyü İznik Gölü'nü tepeden görebileceğiniz yer |
Çamoluk Köyün'den aşağı iniş manzarası |
Ben bundan sonra hemen hemen her
ay bir Cuma günümü bu şekilde kendime ayırıp değerlendirmeyi düşünüyorum. Sizde
kendinize değer veriyorsanız bir gün için dahi olsa keyif aldığınız şeyi yapmak
için kendinize zaman ayırın. Ben 2 teker üzerinde iken terapi almış gibi
rahatlıyoruz üstüne keşfedilmemiş ya da daha önce görmediğim yerleri görüp
zihnimi iş dışında şeylerle oyaladığımda mutlu oluyorum.
Biz günü gidiş-geliş 320km yol katederek tamamlıyoruz. Ne
bir yorgunluk ne bir bıkkınlık hissediyoruz. Sizde bunu kendinize çok görmeyin.
Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere, sağlıcakla ve huzur
dolu kalın.
Sosyal medya hesaplarımdan da gezilerimi takip edebilirsiniz.
Instagram : 2tekerhayat