2 Eylül 2015 Çarşamba

İstanbul - Thassos(Taşözü) Seyahati

Merhaba değerli takipçiler, bu yazımda sizlere 2 teker ile komşumuz Yunanistan’da ki son zamanların meşhur adası Thassos adasına gidişimi ve adada tavsiye edebileceğim noktaları paylaşacağım.



İlk motorla yurtdışı seyahat tecrübemi 2014 yılı Haziran ayında Scooturk grubunda ki arkadaşım Can ile gerçekleştirmiştim. Yaptığım bu seyahat sonucu oldukça keyif almış ve yurtdışına motosiklet ile gitme konusunda cesaretim daha da artmıştı.

2014 Eylül ayında bu sefer yol benimle eşimi bekler diyerek ve Thassos adasını eşiminde görmesini isteyerek düştük yollara. Gerçekten İpsala sınırını geçtikten sonra insan vatanına kolay kolay dönemiyor. Herşeyden önce diğer araç kullanıcıları motosikletleri araç olarak görüyor. Yol veriyor, saygı gösteriyor.

Yolculuk öncesi yurtdışına araç ile çıkmanız için bir dizi döküman hazırlığı yapmanız gerekiyor. Daha önce çıkanlar veya çıkmak için araştırma yapanlar bilirler. Turing olarak nitelendirilen Türkiye Turing ve Otomobil Kurumun’dan evrak hazırlamanız gerekiyor. Bu konu ile ilgili bir başka yazımda detaylı anlatacağım için şu anda çok fazla girmiyorum, diğer yazımda size birkaç farklı önerimde olacaktır. Schengen vizemizin bulunması, yurtdışı çıkış harç ödemelerimizi yaptıktan sonra bizim için herşey hazırdı, motosikletim için ise her zaman güvendiğim ve sevdiğim dostum Kadıköy Motor, Kadir’e motorumu götürdüm, rutin kontrol olarak nitelendirebileceğim yağ kontrol ve değişimi, fren balata kontrolleri, varyatör temizliği, lastik hava basıncı kontrollerinden sonra artık motosikletimde yola yapmaya hazırdı.

Eylül ayı sıcak olur diye düşünmemize rağmen ne yazık ki yola sağanak yağmur altında çıkmak durumunda kaldık ve Tekirdağ Kumbağ’a doğru teker çevirmeye başladık, eşimin kuzeninin Kumbağ'da yazlığı vardı ve  1 gecelik konaklama ile katedilecek yolu biraz daha rahat alabileceğimizi düşündük. İstanbul-Thassos arası 450 km’lik bir yol olup motosiklet ile mola + yakıt ikmalleri dahil 5-6 saat civarında yol alabiliyorsunuz. Bizde bu yorgunluğu yarıya indirelim diye düşünerek önce İstanbul-Kumbağ(166 km) yaptık ve ertesi gün Kumbağ’dan yola çıkarak Thassos’a(298km) varmak üzere hareket ettik. Eğer imkanınız yoksa Tekirdağ bölgesinde konaklama yapmak için size tavsiyem Dedeağaç tarafına geçip orada da 1 gece konaklayabilirsiniz. Zamanınız yeterli ve erken yola çıkabiliyorsanız o zaman hiç durmadan direk Thassos’a geçmenizi öneririm.

İstanbul-Thassos
İpsala sınır kapısına geldiğinizde iki kontrolden geçiyorsunuz. İlk kontrol noktası Türkiye tarafı olup burada araç plakanızı söylüyorsunuz. Pasaport, yurtdışı çıkış harcı kontrolü yapıldıktan sonra çıkış damgası vuruluyor sonra Yunanistan tarafına geçiyorsunuz, burada ise yine pasaport, yeşil sigorta, uluslararası ehliyet kontrolü yapılıyor. Bu bahsettiğim yer zaten 200-300 metrelik bir yer içerisinde 2 ayrı kulübe, kimi zaman televizyonlarda sınırlarda ki gurbetçi yoğunluğu olarak gösterilen yerdir.



Gerekli pasaport ve diğer döküman kontrollerinden sonra Meriç nehri üzerinden harika bir köprüden geçiyorsunuz, buradan tam 3 defa geçtim her seferinde çok heyecanlanıyorum. Bunun sebebi hem aşağıda ki yemyeşil alan hemde köprünün bir ucunda Türk bayrağımız ve Mehmetçiklerimiz, diğer ucunda ise Yunanistan bayrağı ve askerleri yer alıyor. Her geçişimde korna çaldığımda selam vererek cevap verdiler.


Türkiye-Yunanistan Sınır Köprüsü
Artık Yunanistan topraklarındayız, otobana girmeden önce benzin almak isterseniz sağ tarafta benzinci mevcuttur. Yunanistanda ki otoban kullanımlarında ne yazık ki bizlerde ya da diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi benzinciler yol kenarında değil, kimi zaman otobandan çıkıp 3-5 km yol gidiyorsunuz ve benzin alıp tekrar otobana bağlanıyorsunuz. Benzin amaçlı otoban çıkış girişlerinde herhangi bir para ödemiyorsunuz sadece bu gereksiz bir zaman kaybı yaratıyor. Buna hazırlıklı olarak deponuzu kontrol edin, 500mt içinde bulabileceğinizde oluyor, şansınıza kalmış. 

 

Otoban ücretlerine aşağıda ki link’ten ulaşabilirsiniz.  

Otobanlarda çalışan görevlilerin büyük bir kısmı kadın çalışandı. Ne kadar güzel değil mi !

Thassos Adasına geçmek için 2 alternatif bulunmaktadır. 1. alternatifiniz İstanbul tarafından geldiğinizde en yakın olan Keramoti limanı, otoban üzerinden çıkışı bulunmaktadır. 2. alternatifiniz Kavala limanından direk geçen feribot, bu feribot biraz daha uzun sürüyor. Bu 2 alternatiflerde Kavala’dan kalkan feribotlar seyrek olması sebebiyle belki yakalayabilmeniz açısından biraz daha zor ama bir o kadar da Kavala’yı görebilmeniz açısından bir şans olabilir. Keramoti tarafı ise bizim Eskihisar-Topçular feribotlarımızın sıklığı kadar neredeyse çok bulunmaktadır. 

Aşağıda güncel saat ve fiyat tarifelerine ulaşabilirsiniz.O kadar çok sık ziyaret ediliyor ki Türkiye tarafından sitenin Türkçesi dahi mevcut :)



Thassos feribotuna doğru
Benim burada size önerim şu yönde olur, İstanbul ya da Türkiye’den Thassos Adasına giderken Keramoti üzerinden adaya geçin ve feribot kaçırma riskinizi ortadan kaldırın, dönüşte ise küçük ama bir o kadar şirin ve bizden olan Kavala’yı görmek için Thassos adasından Prinos limanını kullanarak Kavala’ya geçin ve orayı gezip öyle yola çıkın, Kavala’ya gittiğinizde Kavala kurabiyesi almadan dönmeyin. Nefis ve taze kurabiyeler günlük çıkmakta ve 1 hafta 10 gün evinizde kendi kutusunda saklamanız durumunda, tazeliğinden birşey kaybetmemektedir. Kavala’da Türk esintiler fazlasıyla görülmektedir. Simit, çeşitli kurabiye, börek çeşitleri, bildiğimiz Türk kahvesi, Yunan kahvesi olarak satılmaktadır. Biz ziyaretçilerin sayısının çokluğundan neredeyse birçok yerde Türkçe yazıları vitrinlerde görebilirsiniz.

Kavala Denizden Görünüm
Kısa bir Kavala geçişi sonrası tekrar konumuz olana Thassos Adasına geri dönelim. Son zamanların en revaçta olan bu adası neden tercih ediliyor öncelikle sizlerle bunu paylaşmak isterim. Ada’da ki konaklama fiyatları bizim Bodrum, Çeşme, Alaçatı, Marmaris gibi gözde turizm merkezlerimizin neredeyse yarı fiyatına, tesisler adanın belli noktalarında yer almakta ve adanın mis kokulu çam ormanlarına zarar vermeyecek şekilde konumlandırılmıştır. Özel işletme olarak geçen plajlarda giriş ücreti birçok yerde alınmıyor, içeri girdiğinizde alacağınız yiyecek-içecek bedelleri sizlerin şezlong, şemsiye ihtiyaçlarınızı karşılamaktadır. Plajda bulunan kişiler birbirlerine daha saygılı, kimse kimseye rahatsızlık verecek şekilde ne bağırıyor, ne konuşuyor. Mekanlarda müzik sesi dahi belli bir oranda tutulmakta. Gerek plajda, gerekse ada içerisinde ki tesislerin gezdiğim ve gördüğüm kısımlarında fiyatlar turistik yer diyerek tüketici fiyatının 3 katına satılmıyor. Deniz ürünleri oldukça lezzetli ve bol. Kısacası gerçekten keyifli bir deniz, kum, güneş tatili istiyorsanız Thassos adası sizlere tavsiye edebileceğim uzak gibi görünen ancak çok yakın bir mesafede ki cennet diyebilirim.


Adanın Eşsiz koyları ve berrak denizi ile rahatlayabilir, adanın tamamı etrafında aracınız ile dolaşırsanız 100 km’lik bir alanı çam kokuları ve asfalt virajlı yollarının tadını çıkararak yaşayabilirsiniz. Özellikle 2 teker tutkunları için bu virajlı yollar ve vizörünüzü açıp çam kokuları arasında sürüş yapmak gerçekten olağanüstü.




Thassos’un merkezi diyebileceğim Limenas, Keramoti’den gelen feribotların yanaştığı noktadır. Kordon boyunca birçok tesis bulunmaktadır. Sizlere son olarak aşağıda önerebileceğim plajları ve restorantı paylaşıyorum. Eminim gerçekleştireceğiniz bir Thassos seyahati sonrası bu yazdıklarıma ve paylaştıklarıma katılacaksınız.

Limenas Çarşı
Tavsiye Edebileceğim Plajlar ;
  • La Scala Beach
  • Golden Beach
  • Aliki Beach
  • Paradise Beach
  • Saliara Beach
  • Psili Ammos Beach

Denizin berraklığı gözler önünde.
Aliki Beach
La Scala Beach hem şezlong, hem loca bölümleri bulunmakta
La Scala Beach
Akşam yemeğinde Simi Restorantı tavsiye ederim. Sahil şeridinden eski limana doğru kısa bir yürüyüş sonrası sağ tarafınızda göreceksiniz, kalabalık gitmeyi düşünürseniz önceden rezervasyon yapmanızı öneririm. 2 kişi gittiğinizde yer bulamazsanız kısa bir bekleme sonrası yer konusunda görevliler yardımcı oluyorlar.

Simi


Konaklama için tavsiyem Danae Otel olup son derece şirin ve sahiplerinin misafirperverliği harika olan bir yer. Kahvaltısı adada ki belki de Türk kahvaltısına en yakın otel diyebilirim. Odalarda ki mavi beyaz konsepti tam bir Yunan adasında olduğunuzu hissettiriyor. Otel'de Türk misafirlere de rastlamanız mümkün zira iyi olan birşey çabuk yayılır biliyorsunuz :) Merkeze de yakınlığı ile bu otel ya da bölgesini tercih etmenizi öneririm. Fiyatları da sezonuna göre değişiyor ama inanın düşündüğünüz kadar pahalı değil. Benim gittiğim Eylül döneminde 3 gece için 165 Euro(2 kişi Oda & Kahvaltı) ödeme yaptım.

Danae Otel Lobi

Dönüş rotasını yukarıda belirtmiş olduğum gibi Kavala üzerinden yapmanızı öneririm. Hem böylelikle Kavala’yı da görmüş olursunuz.

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğimle, beni takip etmeye devam edin.

*Bir sonraki yazım : “Araç ile yurtdışına çıkarken ne yapılması gerekiyor.” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder