24 Ağustos 2016 Çarşamba

Eski Ehliyetlerin Yeni Ehliyetlere Değişimi

Değerli okuyucular bir konu ile ilgili olarak sizlere bilgilendirme ve kafalar da oluşmuş birtakım yanlış bilgileri gidermek adına paylaşım da bulunmak istiyorum. Bildiğiniz üzere ülkemiz Avrupa Birliğine girebilmek adına birçok şart ve koşulları yerine getirmek için hepimizi etkileyen birtakım değişiklikler yapmaktadırlar. Bu bağlam da ehliyetlerin Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak düzenlenmesiyle beraber 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren yeni ehliyet alacaklar veya ehliyet yenileyecek olanlar ilgili çalışmalar devam etmektedir.

Ben sizlere yeni ehliyet alacak olanlar için değil benim gibi eskiden bu yana ehliyete sahip olup değişiklik yapmak isteyenleri aydınlatacak olan konu hakkında bilgi vereceğim.


Öncelikle ehliyeti eski tip olan kişiler ehliyetlerini 2020 yılı sonuna kadar herhangi bir değişiklik yapmadan kullanabilecekler. Eski ehliyetin yeni ehliyet ile ilgili olarak yapılmasında ki en önemli fayda benim gibi aracı ile y.dışına çıkan kişiler için her seferinde “Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu”ndan çıkış yapılmadan önce ehliyetinizin “Uluslararası Ehliyete Çevirme” işlemini yapmanıza gerek kalmaması. Ben eski ehliyetimi kullanacağım değiştirmek istemiyorum diyenler olursa daha önce yazmış olduğum “Araç ileYurtdışına Çıkış” yazımı okuyabilirler.

Eski ehliyetinizi yeni ehliyete değiştirmek üzere yapacağınız masraf inanın uluslararası ehliyete çevirme masrafından daha az olacaktır. Evet evrak işiniz olacaktır ancak 1 yıllık çevirme masrafının üçte bir fiyatına alabileceğiniz yeni ehliyetiniz için bence değer. Peki mevcut ehliyetinizi yeni ehliyete çevirmek için ne yapmanız gerekiyor. Aşağıda maddeler ile sıralamanın daha net olacağını düşünüyorum.
  • Hazırlayacağınız evraklara başlamadan önce hızlıca e-randevu sistemi üzerinden randevunuzu almanızı öneriyorum. Emniyet merkezlerinde ki yoğunluk sebebiyle randevuyu hemen 1-2 gün içine almanız mümkün olmadığı için öncelikle randevunuzu almanızı tavsiye ederim. Randevu için bağlı olduğunuz emniyet şubesi olmasına gerek yok. Size en yakın ya da tarih olarak sizin isteğinize en yakın merkezden alabilirsiniz.
         Web adresi : https://surucurandevu.egm.gov.tr/Randevu Al"
  • Bağlı bulunduğunuz “Aile Sağlığı Merkezi” ne gidip doktorunuzdan sürücü belgesi için sağlık raporu istediğinizi belirtiyorsunuz. Doktorunuz size kısa bir muayene sonrası sağlık raporunuzu hazırlıyor. Rapor için yanınızda 1 adet vesikalık fotoğraf bulundurmayı unutmayınız. Bu raporu almak tamamen ücretsizdir. Eski ehliyetiniz de eğer kan grubu bilginiz yoksa kan grubunuzu gösteren bir kartın da yanınızda olması gerekiyor. Bunun içinde gerekirse kan tahlili yaptırmanız gerekiyor. Böylelikle hem son sağlık durumunuzu da görmüş olursunuz.
  • Eğer ki bazı aile sağlık merkezleri bu raporu vermemekte ısrar ediyorsa o zaman özel bir sağlık tıp merkezinden bu belgeyi ne yazık ki 50 TL karşılığı almanız gerekiyor. Bu sebeple size şiddetle aile sağlığı merkezinden bu raporu almanızı tavsiye ediyorum.
  • Sağlık raporunuzu aldınız emniyette ki randevunuza gitmeden önce en yakın fotoğrafçı da biometrik (5x6 ebadında arka fon beyaz olacak şekilde biyometrik bir vesikalık fotoğraf) ölçülerde 2 adet fotoğraf çektirmeniz gerekiyor. Ben 2 adet yanımda götürdüm sadece 1 adet aldılar ama siz yine yanınız da 2 adet bulundurun.
  • Fotoğraf çektirdiniz şimdi sıra yeni ehliyetiniz için gerekli olan ödemenin yapılmasında. 15 TL (13 TL değerli kağıt bedeli, 2 TL vakıf payı) bedelinin vergi dairelerine veya bankalara yatırıldığına dair makbuzunuzu hazır ediniz. 2 ayrı para bedelini aynı bankadan yapabiliyorsunuz. 
         Anlaşmalı bankalar listesine : https://surucurandevu.egm.gov.tr/sss.aspx bulabilirsiniz. Hemen hemen tüm bankalardan bu işlem yapılabilmektedir.
  •  Nüfus Cüzdanı ya da pasaportunuz yanınızda olmalı.
  • Eski ehliyetinizi emniyete teslim etmek için yanınızda bulunmalı.

Belirtilen bu belgeler ile randevu aldığınız saatte gidip işlemlerinizi hızlıca gerçekleştirebiliyorsunuz. İşlem esnasında parmaz iziniz alınıyor ve ehliyet üzerinde yer alacak imzanız için form imzalatılıyor. Bunun dışında size eski sürücü belgenize karşılık geçici sürücü belgesi(A4) verilmektedir. Bu sürücü belgesi 15 gün geçerliliği bulunmaktadır. Bu da demek oluyor ki 1 hafta ile 15 gün içerisinde ehliyetiniz sizin belirtmiş olduğunuz adrese sadece sizin teslim alabileceğiniz şekilde gönderiliyor. 


Ben başvurumu Perşembe günü yaptım ve ertesi gün cep telefonuma ehliyetimin hazırlandığı ve PTT’ye verildiğine dair bilgisi geldi. Ehliyetimi ise aynı hafta içinde Cumartesi günü teslim aldım. Gerçekten bu kadar hızlı olacağını bilseydim çok daha önce ehliyet değişikliği yapardım. J Yeni ehliyetler artık süreli olarak verildiği için ilgili tarih geldiğinde yenileme işlemi yapmanız gerekmektedir.




Sizler de benim gibi yurtdışına araçla çıkıyorsanız son dakikayı beklemeden uygun olduğunuz bir zaman içerisinde ehliyetinizi değiştirin.

Tüm sürücülere kazasız, belasız güzel sürüşler dilerim.

Sosyal medya hesaplarımdan da gezilerimi takip edebilirsiniz.

Facebook : 
2tekerhayat
Twitter: 2tekerhayat
Instagram : 2tekerhayat

21 Ağustos 2016 Pazar

Türkiye’nin Gözde Adası "Bozcaada"

Değerli takipçilerim mevsimlerden yaz havalar günlük güneşlik iken ne yapmak lazım, tabii ki gezmek, görmek, yemek ve tabii ki bunları da siz değerli okurlarla paylaşmak lazım. Sizlerle her gidişimde ayrı bir zevk aldığım ve en son 4 sene önce gitme şansı bulduğum, özleyerek tekrar teker çevirmem lazım dediğim bir yer olan “Bozcaada” gezimi paylaşacağım. Türkiye’nin 3. Büyük adası ve neredeyse en popüler adalarından biri olan Bozcaada “Tanrı; İnsanlar Uzun Ömürlü Olsunlar Diye Bozcaada'yı Yaratmış...” demiş tarihçi Heredot sözü ile ispatlayan huzur ve tatil ilçemizdir. 


İstanbul’dan erken saatler de başlayan yolculuğumuz da ilk molamız meşhur peynirci Ünal peynircilik’in Malkara bitiminde ki fabrika ve satış mağazasının bulunduğu mekan. Ne yazık ki her gidişimiz de kalitesini koruyacak ya da arttıracak olmasına rağmen ne yazık ki düştüğünü gördüğümüz bu tesiste tostumuzu ve çayımızı içerek hızlı bir kahvaltı yapıyoruz. Düşüyoruz tekrar yollara sıcak olmadan adaya kendimizi atmak bir an önce yazın tadını ve serin sularda ferahlamanın derdindeyiz. Tekirdağ üzerinden yaptığımız yolculuk Eceabat feribot iskelesine kadar durmaksızın devam ediyor. Bayram tatillerinin yoğunluğunda gördüğümüz km’lerce olan feribot sırasına nazaran çok az bir sıra olduğunu görüyoruz. 2 teker olmanın verdiği avantaj ile hemen gişe önüne çekiyor ve feribot biletimizi alıp feribota binmeye niyetleniyoruz. Ancak ne görelim yol boyunca zaman zaman bizi de sarsan rüzgar bu sefer gemilerin seferlerini de aksatmayı başarıyor. Yolcu ve araçları alan gemiler açılmayı limanda beklerken çokta uzun bir bekleyiş olmadan feribota 20-25 dakikalık bir gecikme ile bizde biniyoruz ve Çanakkale iskelesine doğru gemimiz hareket ediyor.  Çanakkale’den gerçekleştirdiğimiz 40-45 dakikalık bir yolculuk sonrası Geyikli-Bozcaada seferlerini yapan feribot sırasındayız. Burada gerçekten sıra var. Pazartesi olmasına rağmen adaya her daim geliş-gidiş olduğu için sıra vardı ama yine 2 teker olmanın verdiği avantaj ile araçlar bindikten sonra bize kalan bir boşluğa hemen aracımızı sokuyoruz. :)


Geyikli-Bozcaada arası feribot 30 dakika sürüyor. Ege denizin nefis esintisini yaşarken bir bakıyorsunuz adaya gelmişsiniz. 4 yıl sonra adaya tekrar ayak basmak çok güzel. Hava oldukça sıcak daha önceden rezervasyonunu yaptırmış olduğumuz pansiyonumuzu buluyoruz. Bozcaada diğer tatil beldelerin de olduğu gibi büyük tesislerin bulunduğu bir yer değil. En büyük konaklama tesisinde dahi 20-25 odayı geçmez. Merkez de bulunan tesisler eski Rum evleri olup 3 ila 5 oda arasında değişmektedir. Bu sebeple de ada özellikle yaz aylarında her daim dolu olmaktadır. Özellikle bayram tatillerinde geçmiş yıllar da ada da ekmek kalmadığı bile söyleniyor. J





Bir arkadaşımız vasıtasıyla ayarlamış olduğumuz çok şirin ve temiz olan “Patiska Ev” ’e giriş yapıyoruz. İstanbul da yaşayanların birçoğunun bildiği Bebek’te bulunan Bebek Kasap Steakhouse’da kış aylarında vermiş olduğu kahvaltısı ile ün yapan bu mütevazi ama bir o kadar güzel pansiyonun kahvaltısını etmek için sabırsızlanıyoruz. Kahvaltının detaylarını yazımın ilerleyen kısımların da görebileceksiniz. Hızlıca üst-baş değişikliği yapıldıktan sonra hemen adalı oluyor ve mayo-terlik konseptine geçiyoruz. 



Kendimizi adanın en çok ziyaret edilen ama en büyük plajına sahip yeri olan “Ayazma Plajı”na atıyoruz. Buranın en önemli tercih edilme sebebi, hem restorant anlamında tesislerin oluşu, hem plajın kapasitesinin yüksek olması hem de denizinin diğer koylarına oranla daha sakin olmasıdır. Denizin meraklığı olağanüstü ve kendinizi neredeyse Maldivler de gibi hissediyorsunuz. Ayazma plajında şezlong ve şemsiye kiralamak öğle saatine kadar ücretsiz. Saat 12.30’da ücretler toplanmaya başlıyor. 2 şezlong, 1 şemsiye için diğer tatil beldelerine nispeten uygun diyebileceğimiz bir ücret olan 15 TL’dir. Bana oldukça makul geldi ki bildiğiniz üzere Çeşme, Bodrum vb. yerlerde plaja girmek için dahi ücret istenebiliyor. 
Ayazma Plajı







Denizin berraklığı gözle rahatlıkla görülüyor.
Güneşin teninizin rengini değiştirecek olan ışınları vücudunuza vuruyor ve renginiz değişmeye başlıyorken karnınız mı acıktı hemen plajın üst bölümünde deniz manzaralı bulunan 4 ayrı tesis bulunmaktadır. Menü içerikleri hemen hemen benzer olan bu restorantlar da eğer ki farklı mezeler yemek isterseniz, değil sadece Ayazma belki de adanın birçok restorantına oranlı binbir farklı çeşit bulabileceğiniz “Vahit’in Yeri” ‘ni sizlere tavsiye ederim. Buzdolabını gördüğünüz sizler de bana hak vereceksiniz. Meşhur Ege mezeleri dışında Köfte, Hamburger, Çiğ Börek, Midye Dolma gibi çeşitler de mevcut, burada aç kalmayacağınıza emin olabilirsiniz. Vahit dışında sizlere önerebileceğim “Koreli” restorant bulunmaktadır. Buranın da Çiğ Börek’te iyi olduğunu, Ev Eriştesi gibi el yapımı yiyecekler sunduğunu paylaşmak isterim. Bu mekanların hepsinde deniz ürünleri ve alkollü-alkolsüz içecekler mevcuttur. Fiyatlar konusunda rekabet diye birşey yok diyebilirim. Hepsinin fiyatları birbirine çok yakın hatta bazı ürünler de aynı. Bu sebeple tercih sizin eğer adanın bu plajını sevdiyseniz hergün farklı bir tesiste farklı yiyecekler tatmanızı öneririm.

Vahit'in Yeri - Çiğ Börek
Vahit'in Yeri - Meze çeşitleri
Vahit'in Yeri
Vahit'in Yeri - Midye Dolma
Koreli genel manzara
Koreli - Çiğ Börek
Evet Ayazma Plajı dedik ama sonuçta burası ada gizli ve bakir kalmış koyları yok mu ? Olmalı dediğinizi duyar gibiyim. Bizler de bunu keşfetmek için hemen kendimizi yola koyuyoruz. Gelmişken siz değerli okurlarım için koy tavsiyelerimi aşağıda bilginize sunuyorum. Ayazma Plajına ulaşım için merkezden sabah 08.30 itibariyle minibüsler kalkmaktadır. Akşam 20.30’dan sonra aralıklı olarak gece 24.00’a kadar minibüs ile merkeze gidip-gelebilirsiniz.
  • Habbele Koyu  : Burada özel tesis olan “Mitos Beach” bulunmaktadır. Giriş ücretsiz ancak içerde şezlong ve şemsiye Ayazma plajına oranla daha pahalı. 15 TL gibi her ürün için fiyatı var.
  • Sulubahçe Koyu : Bu sene şezlong ve şemsiye koyularak az sayıda da olsa tatilcilere güneşlenme imkanı sunan bir tesise sahip olsa da yemek konusunda henüz gelişmemiş. Ayazma Plajının biraz ilerisinde yer alan bu koy Ayazma’nın doluluğuna göre oldukça az. Dilerseniz havlunuzu kum üzerine serip güneşlenebilirsiniz.
  • Akvaryum : Sulubahçe Koyu’nun hemen karşı yakasında kalan ufak bir koy. Tesis bulunmamakta ama denizi oldukça güzel.
  •  Beylik Koyu :    2 Sene önce soğan yüklü bir geminin Ege’nin hırçın zamanlarında dümenin kilitlenmesi sonucu denizden alıp karaya oturması ile ada ziyaretçileri için gidip bir görelim imkanı sunan yeridir. Burada özellikle rüzgarlı havalar da biraz oturabilmek zor kumlar yüzünüze gelebilir ancak adaya gelmişken burayı da göreyim derseniz gitmenizi tavsiye ederim. Bu sene merdivenler koyulmuş ve ziyaretçilerin gemiye tırmanarak içini gezmeleri sağlanmış. Gemi 2 senedir açık alanda olması sebebiyle oldukça paslanmış ama meraklılar içini gezmekten mahrum kalmıyorlar. Tesis yoktur, oldukça bakir kalmış bir koydur.
  • Ova Koyu: Adada saklı kalmış bir koy olan Ova’dan Gökçeada’yı izleyebilir, bağları da görerek zorlu bir yolculuğun sonucu plaja ulaşabilirsiniz.
  • Yat Limanı : Ada merkezinde konaklayıp buralardan denize girmek isteyenler için gemilerin yanaşmasına rağmen denizi temiz kalmış bir yerdir. Merkez de bulunur. 
Sulubahçe Koyu
Akvaryum
Beylik Koyu
Beylik Koyu

Bozcaada’da yapılacak en güzel şeylerden birini bitirdik diyebilirim. Deniz, kum, güneş üçlemesi ile gerçekleştireceğiniz ada tatilinde eminim ki karınlarınız zil çalacak ve adaya has tatları denemek isteyeceksiniz. Bende sizler gibi yemek konusunda meraklı olduğum için sizlerin de hoşuna gidebileceğini düşündüğüm lezzetleri aşağıda sizlerle paylaşacağım.

Bozcaada’ya ilk ya da birkaç defa gelmiş olun hiç farketmez kesinlikle bir gün günbatımını Rüzgar Gülleri olarak adlandırılan yer de izleyin. Alkol kullanıyorsanız merkezden alabileceğiniz birbirinden güzel ve uygun fiyatlı Bozcaada şaraplarından (Corvus, Talay) kullanmıyorsanız soğuk bir içecek, cips, çerez ile günbatımını izlemek için kendinizi organize edin. Yaz aylarında bulunduğunuz tarihe bağlı olarak 20.00-20.30 arası batan güneşi izlemek için herkes ciddi bir hazırlık yapar. Kimileri sandalyeleri, masaları ile, kimileri örtüleri ile gelip adanın en güzel izlenen noktasından bu eşsiz deneyime şahitlik eder. Öyle ki burada bir ticaret bile oluşmaktadır. Tatilciler için ada satıcılarından buzlu badem ve midye dolması burada satılmaktadır. Herkesin fotoğraf makinelerinin ya da cep telefonları ile dakikalarca en güzel pozu yakalamak için uğraştığı günbatımı kesinlikle yapılması gereken bir etkinliktir. 

Rüzgar Türbinleri
Ada'da Günbatımı keyfi




Bozcaada’yı biraz turlamaya başlayalım, turlamaya başlarken de nefis ve damaklar da kalıcı tatlarına bir bakalım.

Ada’da hem pahalı hem uygun yemek yeme seçenekleriniz var. Akşam yemeği için liman kenarında bulunan ya da arkadeniz olarak nitelendirilen bölge de yer alan balık restorantları tercih edilebilir. Bu restorantlardan Cabalı Meyhane, Yakamoz, Asma6 sizlere tavsiye edebileceğim birkaçı. Hergün balık yemekten sıkıldım değişik birşey yemek istiyorum derseniz o zaman Asude Ada restorantı deneyebilirsiniz. Hep pahalı yemek olmaz diyoruz ve rotayı biraz daha uygun ama lezzetli seçeneklere çeviriyoruz. Sulu yemek anlamında hergün onlarca farklı yemek çıkaran ve bazı seçenekleri çıktığı gibi biten adanın merkezinde yer alan “Güveç Lokantası” ve “Şükrü Usta Zeytinyağlı Ev Yemekleri” mekanlarını tavsiye ediyorum. Günbatımından sonrayı tercih ederseniz yemeklerin büyük bir bölümü bitmiş ya da yer bulmakta biraz zorluk çekebilirsiniz hatırlatmak isterim. Ev yemekleri dışında pratik olsun derseniz sahilde yine meşhur olmuş bir mekan olan “BizBize Cafe” birbirinden çeşitli ayvalık tost ekmeğine yaptıkları tostu yiyebilirsiniz.







Sanmayın ki adanın tüm lezzetleri bu kadar ! Ada’da 3.kuşaktır kalitesinden ödün vermemiş her geçen gün arttıran ve lezzetli gelincik şurupları, koruk suyu, reçelleri ve nefis kurabiyeleri ile ünlü “Bozcaada Velidede Dükkan” gezmeniz gerekiyor. Yanyana 2 şirin dükkan olan bir tarafında reçellerini ziyaretçilerine sunan diğer tarafta ise sabah 06.00’da açılan fırını ile birbirinden lezzetli pastane ürünlerini hazırlayan dükkan bulunmaktadır. Akşam dahi taze bulabildiğiniz “Tereyağlı anne kurabiyesi” ve “Damla Sakızlı” kurabiye denenmeye değer. 





Adanın bir diğer önemli değerlerinden biri de “Çiçek Ekmek ve Pasta Fırını”1959 yılından bu yana hizmet vermektedir. Tatilcilerin birçoğunun elinde poşetlerini günün farklı saatlerinde dahi görebileceğiniz bu fırın akşamları kapalı ancak sabahları önünde sıralar oluyor. Sabah erken saatte çıkan nefis börekleri, ekmek çeşitleri ve diğer mamülleri ile müşterilerine unutulmaz tatlar sunuyor. Çiçek Fırın’ın aynı zamanda sahilde yer alan yerinde sabah kahvaltısı da edebilmek mümkün. Kahvaltısı kişibaşı 25 TL’dir. Akşam ada turlarında ise “Çiçek Dondurma”dan dondurmanızı alıp serinleyebilirsiniz. Anlayacağınız güne Çiçek ürünleri ile paylaşıp Çiçek ürünleri ile bitirebilirsiniz. J  






Ada’nın bir diğer meşhur kahvaltısı ise Patiska Bağ Evin’de verilen Patiska Kahvaltısıdır. Yüzde yüz organik ürünler ve birbirinden lezzetli çeşitler ile karınlarınızın bayram edeceği bu kahvaltıyı denemenizi tavsiye ederim. Pişi’den çeşitli böreklere ve ekmek çeşitlerine kahvaltıyı uzun uzun yaşamak isteyenlere ve yeşilin tadını çıkarmak isteyenlerin kaçırmaması gerektiğine inanıyorum. Kahvaltı kişibaşı 35 TL’dir.













Günbatımı için sizlere tavsiye ettiğim şarap markalarını biraz inceleyecek olursak Corvus’un ünü yalnızca ada ve Türkiye’de değil, yurtdışında da birçok ödüle layık görülmüştür. Corvus dışında benim özellikle ada da tavsiye edebileceğim Bozcaada Talay şaraplarını deneyebilir ve satış mağazalarından satın alabilirsiniz. Şarap severler mutlaka evlerine en az 1-2 şişe şarap almadan dönmezler, sizler de buraya kadar gelmişken evinizde adanın hatıralarını dostlarınıza anlatırken içebileceğiniz şarapları almayı unutmayın.





Yukarıda belirtmiş olduğum lezzetler dışında adanın merkezinde yer alan Çınaraltı Cafe’de mutlaka damla sakızlı kahve içmenizi, akşam dışarı çıkıp birkaç şey içmek isterim derseniz “Polente” adlı mekanda akşam DJ’den eşliğinde çalan müzikle beraber ada sokaklarında oturup sohbet imkanı yaratabilirsiniz. Sokak midye dolması sevenler için hemen bu mekanın yanında bulunan midyeciden midye yiyebilirsiniz. Adanın hemen hemen her yeri birbirinden güzel. Kendiniz için ister gündüz ister akşamüstü isterseniz akşam saatlerinde eski rum mahalleleri arasında dolaşmaktan alıkoymayın. Adanın her yerinde sanattan ve güzellikten esintiler göreceksiniz, bol bol fotoğraf çekin ve işi gücü düşünmeyi bırakın.

Sizlere son olarak bahsetmek istediğim adanın merkezinde ve limanında yol üstünde olmayan ama güzel mezeleri ve cana yakın, ilgili mekan sahibi ile “Hasan Tefik Lokanta & Zeytinyağı” restorantı paylaşmak istiyorum. Burası bizim ada da kaldığımız 5 gün içinde son gecemiz de keşfettiğimiz yerdi. Kabak Çiçeği dolması, Zeytinyağlı Enginar, Atom, Grecke Kırma Zeytin ve sıcaklardan Gemici Börek(Karides & Ahtapot) deneyerek memnun kaldığımız bir yer oldu. Adanın şirin ara sokaklarında mavi ve beyazın güzelliği ile sade dekorasyonu bulunan bu restorant arkalar da gizli kalmış olmasına rağmen denenmeyi hak ediyor.





Ada’nın gece kurulan ve farklı farklı reçellerini satın alabileceğiniz pazarı bulunmaktadır. Burada bulunan tüm reçeller ev yapımıdır. Ayrıca Çarşamba günü Ada’nın pazarının kurulduğu gün olup Çanakkale’nin köylerinden gelen organik sebze,meyveler satılmaktadır. Peynir çeşitlerini de bulabileceğiniz bu pazar içerisinde kıyafet bölümü de yer almaktadır.





Tüm yolculuklarım da yanımda olduğu gibi Ada'nın da tek benzin istasyonu olan OPET'ten yakıtımı alarak seyahatimi gerçekleştirdim. Ada'da yer alan OPET'in içinde bulunan Tayyare Pizza'nın lezzetli pizzalarını tatmanızı öneririm. Bu pizzayı günbatımında şarap & pizza şeklinde gerçekleştirebilirsiniz. Özellikle adanın otlarından yapılma adalı pizzayı denemenizi tavsiye ederim.








Yazımı bu güzel anılarla sonlandırırken değil 5 gün 10 gün kalsam bu ada’da ne kadar keyif aldığımı sizlere anlatmaya yetmeyecektir. Ada havasından mı bilinmek herkes oldukça mutlu, huzurlu ve rahat. Egenin bu güzel adasını sizlerin de ziyaret etmesini ve bu değerli adanın değerinin artarak devam etmesini diliyorum. Tesisleşme konusunda ki hassasiyetlere dikkat edilmesi ve yapılaşmanın izin verilmediği adanın bu şekilde hayatına devam etmesi gelecek nesillere aktarımı konusunda büyük önem taşımaktadır.

Herkese keyifli tatiller ve gezmeler dilerim. 

Sosyal medya hesaplarımdan da gezilerimi takip edebilirsiniz.

Facebook : 2tekerhayat
Twitter: 2tekerhayat
Instagram : 2tekerhayat