Değerli takipçilerim mevsimlerden yaz havalar
günlük güneşlik iken ne yapmak lazım, tabii ki gezmek, görmek, yemek ve tabii
ki bunları da siz değerli okurlarla paylaşmak lazım. Sizlerle her gidişimde
ayrı bir zevk aldığım ve en son 4 sene önce gitme şansı bulduğum, özleyerek
tekrar teker çevirmem lazım dediğim bir yer olan “Bozcaada” gezimi paylaşacağım.
Türkiye’nin 3. Büyük adası ve neredeyse en popüler adalarından biri olan
Bozcaada “Tanrı; İnsanlar Uzun Ömürlü Olsunlar Diye Bozcaada'yı Yaratmış...” demiş
tarihçi Heredot sözü ile ispatlayan huzur ve tatil ilçemizdir.

İstanbul’dan erken saatler de başlayan
yolculuğumuz da ilk molamız meşhur peynirci Ünal peynircilik’in Malkara
bitiminde ki fabrika ve satış mağazasının bulunduğu mekan. Ne yazık ki her
gidişimiz de kalitesini koruyacak ya da arttıracak olmasına rağmen ne yazık ki
düştüğünü gördüğümüz bu tesiste tostumuzu ve çayımızı içerek hızlı bir kahvaltı
yapıyoruz. Düşüyoruz tekrar yollara sıcak olmadan adaya kendimizi atmak bir an
önce yazın tadını ve serin sularda ferahlamanın derdindeyiz. Tekirdağ üzerinden
yaptığımız yolculuk Eceabat feribot iskelesine kadar durmaksızın devam ediyor.
Bayram tatillerinin yoğunluğunda gördüğümüz km’lerce olan feribot sırasına
nazaran çok az bir sıra olduğunu görüyoruz. 2 teker olmanın verdiği avantaj ile
hemen gişe önüne çekiyor ve feribot biletimizi alıp feribota binmeye
niyetleniyoruz. Ancak ne görelim yol boyunca zaman zaman bizi de sarsan rüzgar
bu sefer gemilerin seferlerini de aksatmayı başarıyor. Yolcu ve araçları alan
gemiler açılmayı limanda beklerken çokta uzun bir bekleyiş olmadan feribota
20-25 dakikalık bir gecikme ile bizde biniyoruz ve Çanakkale iskelesine doğru
gemimiz hareket ediyor. Çanakkale’den
gerçekleştirdiğimiz 40-45 dakikalık bir yolculuk sonrası Geyikli-Bozcaada
seferlerini yapan feribot sırasındayız. Burada gerçekten sıra var. Pazartesi
olmasına rağmen adaya her daim geliş-gidiş olduğu için sıra vardı ama yine 2 teker
olmanın verdiği avantaj ile araçlar bindikten sonra bize kalan bir boşluğa
hemen aracımızı sokuyoruz. :)




Geyikli-Bozcaada arası feribot 30 dakika
sürüyor. Ege denizin nefis esintisini yaşarken bir bakıyorsunuz adaya gelmişsiniz.
4 yıl sonra adaya tekrar ayak basmak çok güzel. Hava oldukça sıcak daha önceden
rezervasyonunu yaptırmış olduğumuz pansiyonumuzu buluyoruz. Bozcaada diğer
tatil beldelerin de olduğu gibi büyük tesislerin bulunduğu bir yer değil. En
büyük konaklama tesisinde dahi 20-25 odayı geçmez. Merkez de bulunan tesisler
eski Rum evleri olup 3 ila 5 oda arasında değişmektedir. Bu sebeple de ada
özellikle yaz aylarında her daim dolu olmaktadır. Özellikle bayram tatillerinde
geçmiş yıllar da ada da ekmek kalmadığı bile söyleniyor. J




Bir arkadaşımız vasıtasıyla ayarlamış olduğumuz çok
şirin ve temiz olan “Patiska Ev” ’e giriş yapıyoruz. İstanbul da yaşayanların
birçoğunun bildiği Bebek’te bulunan Bebek Kasap Steakhouse’da kış aylarında
vermiş olduğu kahvaltısı ile ün yapan bu mütevazi ama bir o kadar güzel
pansiyonun kahvaltısını etmek için sabırsızlanıyoruz. Kahvaltının detaylarını
yazımın ilerleyen kısımların da görebileceksiniz. Hızlıca üst-baş değişikliği
yapıldıktan sonra hemen adalı oluyor ve mayo-terlik konseptine geçiyoruz.


Kendimizi adanın en çok ziyaret edilen ama en büyük plajına sahip yeri olan “Ayazma
Plajı”na atıyoruz. Buranın en önemli tercih edilme sebebi, hem restorant
anlamında tesislerin oluşu, hem plajın kapasitesinin yüksek olması hem de
denizinin diğer koylarına oranla daha sakin olmasıdır. Denizin meraklığı
olağanüstü ve kendinizi neredeyse Maldivler de gibi hissediyorsunuz. Ayazma
plajında şezlong ve şemsiye kiralamak öğle saatine kadar ücretsiz. Saat 12.30’da
ücretler toplanmaya başlıyor. 2 şezlong, 1 şemsiye için diğer tatil beldelerine
nispeten uygun diyebileceğimiz bir ücret olan 15 TL’dir. Bana oldukça makul
geldi ki bildiğiniz üzere Çeşme, Bodrum vb. yerlerde plaja girmek için dahi
ücret istenebiliyor.
 |
Ayazma Plajı
|
 |
Denizin berraklığı gözle rahatlıkla görülüyor. |
Güneşin teninizin rengini değiştirecek olan ışınları
vücudunuza vuruyor ve renginiz değişmeye başlıyorken karnınız mı acıktı hemen
plajın üst bölümünde deniz manzaralı bulunan 4 ayrı tesis bulunmaktadır. Menü
içerikleri hemen hemen benzer olan bu restorantlar da eğer ki farklı mezeler
yemek isterseniz, değil sadece Ayazma belki de adanın birçok restorantına
oranlı binbir farklı çeşit bulabileceğiniz “Vahit’in Yeri” ‘ni sizlere tavsiye
ederim. Buzdolabını gördüğünüz sizler de bana hak vereceksiniz. Meşhur Ege
mezeleri dışında Köfte, Hamburger, Çiğ Börek, Midye Dolma gibi çeşitler de
mevcut, burada aç kalmayacağınıza emin olabilirsiniz. Vahit dışında sizlere
önerebileceğim “Koreli” restorant bulunmaktadır. Buranın da Çiğ Börek’te iyi
olduğunu, Ev Eriştesi gibi el yapımı yiyecekler sunduğunu paylaşmak isterim. Bu
mekanların hepsinde deniz ürünleri ve alkollü-alkolsüz içecekler mevcuttur.
Fiyatlar konusunda rekabet diye birşey yok diyebilirim. Hepsinin fiyatları
birbirine çok yakın hatta bazı ürünler de aynı. Bu sebeple tercih sizin eğer
adanın bu plajını sevdiyseniz hergün farklı bir tesiste farklı yiyecekler
tatmanızı öneririm.
 |
Vahit'in Yeri - Çiğ Börek |
 |
Vahit'in Yeri - Meze çeşitleri |
 |
Vahit'in Yeri |
 |
Vahit'in Yeri - Midye Dolma |
 |
Koreli genel manzara |
 |
Koreli - Çiğ Börek |
Evet Ayazma Plajı dedik ama sonuçta burası ada
gizli ve bakir kalmış koyları yok mu ? Olmalı dediğinizi duyar gibiyim. Bizler
de bunu keşfetmek için hemen kendimizi yola koyuyoruz. Gelmişken siz değerli okurlarım
için koy tavsiyelerimi aşağıda bilginize sunuyorum. Ayazma Plajına ulaşım için
merkezden sabah 08.30 itibariyle minibüsler kalkmaktadır. Akşam 20.30’dan sonra
aralıklı olarak gece 24.00’a kadar minibüs ile merkeze gidip-gelebilirsiniz.
- Habbele Koyu :
Burada özel tesis olan “Mitos Beach” bulunmaktadır. Giriş ücretsiz ancak içerde
şezlong ve şemsiye Ayazma plajına oranla daha pahalı. 15 TL gibi her ürün için
fiyatı var.
- Sulubahçe Koyu : Bu sene şezlong ve şemsiye koyularak az
sayıda da olsa tatilcilere güneşlenme imkanı sunan bir tesise sahip olsa da
yemek konusunda henüz gelişmemiş. Ayazma Plajının biraz ilerisinde yer alan bu
koy Ayazma’nın doluluğuna göre oldukça az. Dilerseniz havlunuzu kum üzerine
serip güneşlenebilirsiniz.
- Akvaryum : Sulubahçe Koyu’nun hemen karşı yakasında kalan
ufak bir koy. Tesis bulunmamakta ama denizi oldukça güzel.
- Beylik Koyu : 2
Sene önce soğan yüklü bir geminin Ege’nin hırçın zamanlarında dümenin
kilitlenmesi sonucu denizden alıp karaya oturması ile ada ziyaretçileri için
gidip bir görelim imkanı sunan yeridir. Burada özellikle rüzgarlı havalar da
biraz oturabilmek zor kumlar yüzünüze gelebilir ancak adaya gelmişken burayı da
göreyim derseniz gitmenizi tavsiye ederim. Bu sene merdivenler koyulmuş ve
ziyaretçilerin gemiye tırmanarak içini gezmeleri sağlanmış. Gemi 2 senedir açık
alanda olması sebebiyle oldukça paslanmış ama meraklılar içini gezmekten mahrum
kalmıyorlar. Tesis yoktur, oldukça bakir kalmış bir koydur.
- Ova Koyu: Adada saklı kalmış bir koy olan Ova’dan
Gökçeada’yı izleyebilir, bağları da görerek zorlu bir yolculuğun sonucu plaja
ulaşabilirsiniz.
- Yat Limanı : Ada merkezinde konaklayıp buralardan denize
girmek isteyenler için gemilerin yanaşmasına rağmen denizi temiz kalmış bir
yerdir. Merkez de bulunur.
 |
Sulubahçe Koyu |
 |
Akvaryum |
 |
Beylik Koyu |
 |
Beylik Koyu
|
Bozcaada’da yapılacak en güzel şeylerden birini
bitirdik diyebilirim. Deniz, kum, güneş üçlemesi ile gerçekleştireceğiniz ada
tatilinde eminim ki karınlarınız zil çalacak ve adaya has tatları denemek
isteyeceksiniz. Bende sizler gibi yemek konusunda meraklı olduğum için sizlerin
de hoşuna gidebileceğini düşündüğüm lezzetleri aşağıda sizlerle paylaşacağım.
Bozcaada’ya ilk ya da birkaç defa gelmiş olun
hiç farketmez kesinlikle bir gün günbatımını Rüzgar Gülleri olarak adlandırılan
yer de izleyin. Alkol kullanıyorsanız merkezden alabileceğiniz birbirinden
güzel ve uygun fiyatlı Bozcaada şaraplarından (Corvus, Talay) kullanmıyorsanız
soğuk bir içecek, cips, çerez ile günbatımını izlemek için kendinizi organize
edin. Yaz aylarında bulunduğunuz tarihe bağlı olarak 20.00-20.30 arası batan
güneşi izlemek için herkes ciddi bir hazırlık yapar. Kimileri sandalyeleri,
masaları ile, kimileri örtüleri ile gelip adanın en güzel izlenen noktasından
bu eşsiz deneyime şahitlik eder. Öyle ki burada bir ticaret bile oluşmaktadır.
Tatilciler için ada satıcılarından buzlu badem ve midye dolması burada
satılmaktadır. Herkesin fotoğraf makinelerinin ya da cep telefonları ile
dakikalarca en güzel pozu yakalamak için uğraştığı günbatımı kesinlikle
yapılması gereken bir etkinliktir.
 |
Rüzgar Türbinleri |
 |
Ada'da Günbatımı keyfi |
Bozcaada’yı biraz turlamaya başlayalım,
turlamaya başlarken de nefis ve damaklar da kalıcı tatlarına bir bakalım.
Ada’da hem pahalı hem uygun yemek yeme
seçenekleriniz var. Akşam yemeği için liman kenarında bulunan ya da arkadeniz
olarak nitelendirilen bölge de yer alan balık restorantları tercih edilebilir.
Bu restorantlardan Cabalı Meyhane, Yakamoz, Asma6 sizlere tavsiye edebileceğim
birkaçı. Hergün balık yemekten sıkıldım değişik birşey yemek istiyorum derseniz
o zaman Asude Ada restorantı deneyebilirsiniz. Hep pahalı yemek olmaz diyoruz
ve rotayı biraz daha uygun ama lezzetli seçeneklere çeviriyoruz. Sulu yemek
anlamında hergün onlarca farklı yemek çıkaran ve bazı seçenekleri çıktığı gibi
biten adanın merkezinde yer alan “Güveç Lokantası” ve “Şükrü Usta Zeytinyağlı
Ev Yemekleri” mekanlarını tavsiye ediyorum. Günbatımından sonrayı tercih
ederseniz yemeklerin büyük bir bölümü bitmiş ya da yer bulmakta biraz zorluk
çekebilirsiniz hatırlatmak isterim. Ev yemekleri dışında pratik olsun derseniz
sahilde yine meşhur olmuş bir mekan olan “BizBize Cafe” birbirinden çeşitli
ayvalık tost ekmeğine yaptıkları tostu yiyebilirsiniz.




Sanmayın ki adanın tüm lezzetleri bu kadar ! Ada’da
3.kuşaktır kalitesinden ödün vermemiş her geçen gün arttıran ve lezzetli
gelincik şurupları, koruk suyu, reçelleri ve nefis kurabiyeleri ile ünlü “Bozcaada
Velidede Dükkan” gezmeniz gerekiyor. Yanyana 2 şirin dükkan olan bir tarafında
reçellerini ziyaretçilerine sunan diğer tarafta ise sabah 06.00’da açılan
fırını ile birbirinden lezzetli pastane ürünlerini hazırlayan dükkan
bulunmaktadır. Akşam dahi taze bulabildiğiniz “Tereyağlı anne kurabiyesi” ve “Damla
Sakızlı” kurabiye denenmeye değer.




Adanın bir diğer önemli değerlerinden biri de “Çiçek
Ekmek ve Pasta Fırını”1959 yılından bu yana hizmet vermektedir. Tatilcilerin
birçoğunun elinde poşetlerini günün farklı saatlerinde dahi görebileceğiniz bu
fırın akşamları kapalı ancak sabahları önünde sıralar oluyor. Sabah erken
saatte çıkan nefis börekleri, ekmek çeşitleri ve diğer mamülleri ile
müşterilerine unutulmaz tatlar sunuyor. Çiçek Fırın’ın aynı zamanda sahilde yer
alan yerinde sabah kahvaltısı da edebilmek mümkün. Kahvaltısı kişibaşı 25 TL’dir.
Akşam ada turlarında ise “Çiçek Dondurma”dan dondurmanızı alıp
serinleyebilirsiniz. Anlayacağınız güne Çiçek ürünleri ile paylaşıp Çiçek ürünleri
ile bitirebilirsiniz. J





Ada’nın bir diğer meşhur kahvaltısı ise Patiska
Bağ Evin’de verilen Patiska Kahvaltısıdır. Yüzde yüz organik ürünler ve
birbirinden lezzetli çeşitler ile karınlarınızın bayram edeceği bu kahvaltıyı
denemenizi tavsiye ederim. Pişi’den çeşitli böreklere ve ekmek çeşitlerine
kahvaltıyı uzun uzun yaşamak isteyenlere ve yeşilin tadını çıkarmak
isteyenlerin kaçırmaması gerektiğine inanıyorum. Kahvaltı kişibaşı 35 TL’dir.
Günbatımı için sizlere tavsiye ettiğim şarap
markalarını biraz inceleyecek olursak Corvus’un ünü yalnızca ada ve Türkiye’de
değil, yurtdışında da birçok ödüle layık görülmüştür. Corvus dışında benim
özellikle ada da tavsiye edebileceğim Bozcaada Talay şaraplarını deneyebilir ve
satış mağazalarından satın alabilirsiniz. Şarap severler mutlaka evlerine en az
1-2 şişe şarap almadan dönmezler, sizler de buraya kadar gelmişken evinizde adanın
hatıralarını dostlarınıza anlatırken içebileceğiniz şarapları almayı unutmayın.





Yukarıda belirtmiş olduğum lezzetler dışında
adanın merkezinde yer alan Çınaraltı Cafe’de mutlaka damla sakızlı kahve
içmenizi, akşam dışarı çıkıp birkaç şey içmek isterim derseniz “Polente” adlı
mekanda akşam DJ’den eşliğinde çalan müzikle beraber ada sokaklarında oturup
sohbet imkanı yaratabilirsiniz. Sokak midye dolması sevenler için hemen bu
mekanın yanında bulunan midyeciden midye yiyebilirsiniz. Adanın hemen hemen her
yeri birbirinden güzel. Kendiniz için ister gündüz ister akşamüstü isterseniz
akşam saatlerinde eski rum mahalleleri arasında dolaşmaktan alıkoymayın. Adanın
her yerinde sanattan ve güzellikten esintiler göreceksiniz, bol bol fotoğraf
çekin ve işi gücü düşünmeyi bırakın.
Sizlere son olarak bahsetmek istediğim adanın
merkezinde ve limanında yol üstünde olmayan ama güzel mezeleri ve cana yakın,
ilgili mekan sahibi ile “Hasan Tefik Lokanta & Zeytinyağı” restorantı
paylaşmak istiyorum. Burası bizim ada da kaldığımız 5 gün içinde son gecemiz de
keşfettiğimiz yerdi. Kabak Çiçeği dolması, Zeytinyağlı Enginar, Atom, Grecke
Kırma Zeytin ve sıcaklardan Gemici Börek(Karides & Ahtapot) deneyerek
memnun kaldığımız bir yer oldu. Adanın şirin ara sokaklarında mavi ve beyazın
güzelliği ile sade dekorasyonu bulunan bu restorant arkalar da gizli kalmış
olmasına rağmen denenmeyi hak ediyor.
Ada’nın gece kurulan ve farklı farklı
reçellerini satın alabileceğiniz pazarı bulunmaktadır. Burada bulunan tüm
reçeller ev yapımıdır. Ayrıca Çarşamba günü Ada’nın pazarının kurulduğu gün
olup Çanakkale’nin köylerinden gelen organik sebze,meyveler satılmaktadır. Peynir
çeşitlerini de bulabileceğiniz bu pazar içerisinde kıyafet bölümü de yer
almaktadır.




Tüm yolculuklarım da yanımda olduğu gibi Ada'nın da tek benzin istasyonu olan OPET'ten yakıtımı alarak seyahatimi gerçekleştirdim. Ada'da yer alan OPET'in içinde bulunan Tayyare Pizza'nın lezzetli pizzalarını tatmanızı öneririm. Bu pizzayı günbatımında şarap & pizza şeklinde gerçekleştirebilirsiniz. Özellikle adanın otlarından yapılma adalı pizzayı denemenizi tavsiye ederim.
Yazımı bu güzel anılarla sonlandırırken değil 5
gün 10 gün kalsam bu ada’da ne kadar keyif aldığımı sizlere anlatmaya
yetmeyecektir. Ada havasından mı bilinmek herkes oldukça mutlu, huzurlu ve
rahat. Egenin bu güzel adasını sizlerin de ziyaret etmesini ve bu değerli
adanın değerinin artarak devam etmesini diliyorum. Tesisleşme konusunda ki
hassasiyetlere dikkat edilmesi ve yapılaşmanın izin verilmediği adanın bu
şekilde hayatına devam etmesi gelecek nesillere aktarımı konusunda büyük önem
taşımaktadır.
Herkese keyifli tatiller ve gezmeler dilerim.
Sosyal medya hesaplarımdan da gezilerimi takip
edebilirsiniz.